Çevik Liderlik ve İç İletişim
İK tarafında yetenek gelişimi, yönetim geliştirme ve çalışan bağlılığı alanlarından çok yoğun çalıştıktan sonra Türkiye’nin ilk kurum içi koçlarından ve aynı zamanda Koç Holding bünyesinde koçluk sistemleri kuran ve iç koçlar yetiştiren; 2014 yılından bu yana ise Evolve Leadership and Coaching’in kurucusu olarak Türkiye’de ve yurtdışındaki kurumlara hizmet veren Evrim Yerli ile Liderlik ve İç İletişim konulu bir röportaj yaptık. Evrim Hanım kurumsal kültürlerin koçluk ile buluşmasına katkı sağlıyor. Birebir koçluk, grup koçluğu, sistemik takım koçluğu yapıyor ve son bir senedir de koç süpervizörü olarak yoluna devam ediyor. Aynı zamanda 2014’ten bu yana Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsünde de öğretim görevlisi. 2018 yılında da Engage & Grow Koçları arasına katıldı.
Sizce çalışan insanların bu dönemde ihtiyaç duyduğu en önemli şey nedir?
Bu dönemde çalışan da yönetici de patron da bir sorgulamadan geçti, büyük krizlerde hayat sorgulanıyor. Herkes kendini güvende hissetmek istiyor. Hem sağlık açısından hem de iş güvencesi bakımından güvende hissetmek istiyor. İş verenden de ilk beklenen şey sağlık ve işin devamlılığı alanlarında güvende hissettirmek oldu. Aynı zamanda da çalışan değerli hissetmek istiyor. Sonuçta güvende hissettirecek şeyler aynı zamanda değerli de hissettirecektir, ikisi de iç içe.
Bağ kurma, güvende ve ait hissetme ihtiyacı; başarı ihtiyacından daha fazla öne çıktı. Hırs, mücadele, hedefler, başarı gibi kavramlara değil de hepimiz şu anda sarılıp sarmalanma, güvende olma formuna ihtiyaç duyuyoruz. Kurumsal karşılığı bağ kuran, sen varsın, bizim için yaptıkların önemli ve değerli, biz de varız senin için buradayız ve birlikte büyüyeceğiz diyen işletmeler.
Sizce bu dönemde sıralamada üst sıralara çıkan liderlik becerileri hangileridir?
Evrim Hanım: Liderin öncelikle kendi iniş çıkışlarını çok iyi yönetebilmesi (resilience) gerekiyor. Kendi içinde uygulayabilsin ki ekiplerini de sağlıklı bir şekilde yönetebilsin. Liderlerin kişisel olarak farkındalıkları yüksek olmalı.
Ekibi ile olan ilişkilerinde koçluk ön plana çıkıyor; dinleyebilmeli, merak etmeli (iyi misin, neye ihtiyacın var, insanı önemsemek anlamında merak), alan açabilmeli kişilerin kendi kararlarını verebildiği, inisiyatif alabildiği durumlar yaratabilme bunu yaparken de yalnız bırakmayarak ben senin yanındayım mesajını verebilmelidir.
Dünya bu döneme kadar daha çok analitik ilerliyordu bu süreç sezgisel yanımızı harekete geçirdi. Artık karşılaştığımız bilinmezlik durumlarında sadece akıl ile fikir yürütmek yeterli olmuyor, sezgisellik devreye giriyor. Risk alabilmek, deneme yanılma yapabilmek. Hızlı deneyim, gerekirse hızlı yanılıp ders çıkarma ve çeviklik de buradan geliyor. Çevik lider, hızlı uygulamaya koyan esnek lider demektir. Koca bir kayayı bir anda yerinden oynatmak değil de her seferinde biraz oynattıktan sonra geri çekilip durumuna bakmak çok önemli. Bu durumlara biraz durup, uzaktan dış göz ile bakabilmek, bir öğrenme çıkarabilmek ve aksiyona çevirmek çok değerli. Buna aynı zamanda eylem bazlı öğrenme döngüsü deniyor. Yap- Bak- Öğren- Bir daha Yap- Bak….. hep bir ders çıkararak döngüler halinde, sürekli bir devinimde olmak, bu çevik liderliktir.
Bir şey yaptım, nesi iyiydi, neresi işe yaradı, neresi işe yaramadı, bir sonrakinde neyi farklı yapacağım? Eylem bazlı öğrenme Türkiyede PUKO döngüsü olarak da karşımıza çıkar.
Eskiden projeler baştan sona muazzam bir detayla planlanırdı, şimdi ana hatları ile yapılıp bir başlat, bak, yolda ilerlerken düzelt …. şeklinde yapılıyor. Çünkü artık dünya böyle.
Artık zaman bizi eskisi gibi ne yapılması gerektiğini söyleyen lider ile değil, birlikte yapan, ilham veren liderlik kavramları ile karşılaştırıyor. İnsanlarla birlikte daha iyiye bütüne gitme gayesi içinde olan hizmetkar liderlik. Kendinden daha uzman çalışanların potansiyelini en iyi şekilde açığa çıkaran ve harmanlayan liderler; ki bu da her şeyi en iyi bilen olmadığını kabul edebilen, tevazu sahibi liderler anlamına geliyor.
İç iletişim, ekipler bu dönemde bu sistemi nasıl daha iyi oluşturabilir?
İç iletişim de bir kaç farklı bileşenden oluşuyor. bir tanesi insanların kendi arasındaki iletişim kalitesi; ne kadar açık konuşabiliyorlar, ne kadar şeffaf paylaşım yapabilirler, ne kadar sağlıklı şekilde geri bildirim alıp veriyorlar? Bu konu, insanlar arası ilişkilerde önemli bir boyuttur. Bir diğeri de şirketten çalışana yapılan bilgilendirme, bu alanda da şeffaf olmak. “Bu durumdayız, böyle zorluklarla uğraşıyor, bu destekleri alıyoruz” gibi paylaşımları düzenli şekilde yapmak. Bunların bir stratejisinin olması gerekiyor, aslında çalışanların bu dönem de beklediği de budur. Kimi ne sıklıkla bilgilendiriyoruz? Yöntemlerimiz net mi? Çalışan bu bilgileri kendine özel bir iletişim ile mi yoksa web sitesinden veya basından mı görüyor? Yoksa çalışan şirketle ilgili en önemli bilgileri sosyal medyadan mı duyuyor? Bir zorluk varsa ben bunu biliyor muyum? İç iletişim dediğimiz, herkesin birbiri ile süper geçindiği bir iletişim şekli değil. Nasıl ki müşteriye ürün iletişimi ve marka iletişimini düzenli olarak yapıyorsak, çalışanında da şeffaf olarak bilgilendirmesi gerekiyor.
Bu keyifli röportaj için Engage & Grow koçumuz Evrim Yerli’ye teşekkür ediyoruz.