Çalışan Bağlılığı ve Sağlığı
Neredeyse her rahatsızlığın stresle ilişkili olduğu bir dönemden geçiyoruz. Onları listelemekten ve “takipçi bağımlılığı” ile ilgili herhangi bir şeyi riske atmaktan kaçınmak istiyorum, ancak teknolojideki, tanı ve tedavi yöntemlerindeki inanılmaz ilerlemelere rağmen birçok hastalık yayılmaya devam ediyor. Kalp hastalığı tüm dünyada endişe verici bir sıklıkta görülmüştür. Ve uzun süredir göz ardı edilen obezite meselesi, dünyayı tehdit eden, gelecekteki kalp hastalığı için ne yazık ki kesin temeli oluşturuyor.
Gallup verilerine dayanan bir ABD çalışması, işyerinde güven duygusu ile kalp hastalığını tetikleyen yedi risk faktörü arasındaki doğrudan ilişkiyi göstermektedir: sigara içme, obezite, düşük fiziksel aktivite, zayıf beslenme, diyabet, yüksek kolesterol ve yüksek tansiyon.
Çalışma çok çarpıcı veriler sunuyor.
Açık ve güvenilir ortamlarda çalışmayan çalışanların yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet muzdarip olma olasılığı daha yüksektir.
Güvensiz ortamlarda çalışan çalışanların ağır sigara içenler haline gelmeleri, sağlıksız beslenme alışkanlıkları geliştirmeleri ve obeziteye daha eğilimli olmaları daha olasıdır.
Bu tür ortamlarda, kadınların uygun fiziksel aktivite seviyelerine sahip olma şansları daha azdır.
Sigara içme, obezite, düşük fiziksel aktivite, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon olarak tanımlanan dört veya daha fazla risk faktörünün, çalışanların kendilerini güvende ve rahat hissetmedikleri ortamlarda ortaya çıktığı görülmektedir.
Bu çalışma ABD için yapılmış, ancak bu alandaki genel eğilimlere güçlü bir şekilde ışık tuttuğunu kabul etmeliyiz. Bugüne kadar, çalışanların katılımı bir verimlilik sorunu olarak görülüyordu. Yine de üretkenlik üzerindeki en önemli faktör: insan sağlığı…
Mutlu muyum? İyi miyim?
İyi bir danışman, karşısındakilere bulunduğu yerden mutlu olup olmadıklarını sorulduğunda, yüzlerindeki ilk minik reaksiyonu asla kaçırmaz. Yüz tepkileri, bir ankete verilebilecek herhangi bir cevabın ötesinde çok daha fazlasını söylüyor. Hevesli bir “Kesinlikle” elbette tatmin edicidir. Konuşmayı açmak için düşünceli bir “demek istediğim evet” yeterlidir. “Çoğunlukla” size bir kitap için yeterli materyal verebilir.
Çalışanların mutluluğunun ve refahının sorumluluklarınızdan biri olmadığına inanıyorsanız, verimlilik ve insan sağlığı arasındaki ilişkiyi henüz fark etmemiş olabilirsiniz. Bugüne kadar, mutlu bir işçinin üretken bir işçi olduğu ve mutsuz bir çalışanın ise risk altında olduğu sağlık sorunlarının çoğunlukla halının altına süpürüldüğü görülüyordu. Sonuçta herkes kendi sağlığından sorumluydu, değil mi? Şimdi bunun hiç böyle olmadı ortaya çıkıyor.
Konuyla ilgili endişelerimi ve fikirlerimi her zamanki gibi size bir liste halinde sunacağım.
- Kendinizi iyi veya mutlu hissetmediğiniz bir ortamda çalışıyorsanız, sabahları yataktan kalkmak bir süre sonra zorlaşabilir. Kahve, günün enerjisi, sevinci, günün umudu yerine sizi yataktan çıkaran şey mi? Aç karnına mı?
- İstenmeyen uyanma, trafik, işe gidişin dakikalar alması gibi faktörler sağlıklı bir kahvaltıya izin vermemiştir. Güne krem peynirle bile kuru bir simitle mi başladın?
- Öğle yemeği saatine kadar kaç fincan kahve veya çay içtiniz?
- Sigara kullanıyormusun? Stresin her anında sigara yakma dürtüsü hissediyor musunuz? Günde kaç defa?
- Kuruluşunda geri bildirim kültürü olmayan bir şirkette, neyin ne zaman eleştirileceğini bilmemekten ne tür bedensel tepkiler yaşıyorsun? Sürekli tamamlanmamış bir şey olduğunu mu hissediyorsun?
- Baskının yüksek olduğu çalışma ortamları yaratan yöneticiler altında çalışan çalışanlar için, kısa ya da uzun vadede yanardağın ne zaman patlayacağını bilmemek sağlıklı olabilir mi?
- Hiç sağlıksız iletişim ile sağlıksız bir insanın, karakterize edilmiş çevre haritaları arasındaki benzerlikleri düşündünüz mü? Her ikisinde de beyne ve felçli organlara ulaşmayan sinyaller olduğunu görebiliyor musunuz?
- Bu gibi sayısız soruyu kendimiz yapabiliriz.
Ama bence ilk sorum şu: Mutlu muyum? İyi miyim?
Cevap hayırsa, neden? Herkesin mutluluğu ve refahı çeşitli ve kişisel parametrelere sahip olabilir, ancak işyerindeki mutluluk yönetici ekiplerin sorumluluğundadır.
O zaman bu mutsuzluğa bağlı sağlık sorunları da onların sorumluluğu altında olacak, değil mi?
Işık Şerifsoy
Engage & Grow CEO
Kaynak: https://www.engageandgrow.com.au/employee-engagement-and-health/